Türkiye ve Tarım Politikaları

Türkiye ve Tarım Politikaları
4 Aralık 2020 07:29
34
A+
A-

Türkiye 1980’li yıllarda, kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydi. Artan nüfus, yanlış tarım politikaları ve köyden kente göç ile birlikte Türkiye tarımda ithalat cenneti olma yolunda ilerliyor.

Kalkınmamız için atılması gereken adımların başında hammadde ithalatını en aza indirmektir. Türkiye’de üretilen birçok ürünün hammaddesi ithalat yolu ile karşılanıyor. Dolayısı ile döviz arttıkça ürün fiyat artışı kaçınılmazdır.

Türkiye’de Tarım

Bir diğer adım ise tohum: Türkiye’nin tarımdaki bir diğer yarasıda tohumdur. Dışarıdan döviz ile gelen tohumlar döviz fiyatı arttıkça, çiftçi maliyeti artıyor ve sonuç olarak; tarım ürünlerinin fiyatı artıyor. Ülkemizde yetişen pek çok yetenekli ziraat mühendisleri mevcut. Hükümetimizin doğru teşvik, yatırım ve eğitim modeli ile ziraat mühendislerimiz çok verimli yerli tohum üretebilirler. Bu üretilen tohum ile elde edilecek mahsule dövizin artışı bir nebze etki etmez.

Tarım ürünlerimizin yanı sıra, çiftçiden alınan vergi normal çalışan veya varlıklı birinden alınan vergi ile aynı miktarda. Türkiye’nin çiftçiden alınan vergide köklü bir değişiklik yapıp; benzin, traktör almak için alınan vergiler, elektrik, su gibi çiftçinin üretiminde kullanacağı şeyleri minimum vergi sistemi ile değiştirmesi, çiftçimizin elinde daha fazla para kalıp daha fazla tarım arazisi almasına ve dolayısıyla üretiminin artmasına yarayacaktır. Çiftçilerimizin birçoğu vergilerden dert yanmakta. Çiftçilerimize 83 milyon olarak destek olup, onların sırtındaki vergi yükünü hafifletmemiz gerekir.

Avrupa Birliği Türkiye’nin ihtiyaçlarını görüp, Yunanistan’a pamuk üretmesi gerektiğini söyledi. Bu hareket olumlu sonuç vererek Yunanistan’ın Türkiye’ye pamuk ihracatı başladı. Yunanistan Türkiye’nin pamuk ihtiyacının yaklaşık %17’sini karşılamakta. Doğru stratejiyi biz yapsaydık; pamuk ithalatına vereceğimiz parayı çiftçimize verseydik; kendi ihtiyacımızı karşılayıp, ihracatını bile yapabilirdik.

Türkiye’nin uyguladığı yanlış tarım stratejileri nedeni ile köyden kente göç giderek artmakta ve genç işsizlik oranı artmakta. Köyde tarım arazisi sahibi olan gençler, çiftçilikten para kazanamayacaklarını bildikleri için, büyükşehirlere göç etmekte ve dolayısı ile işsizliğin artmasına sebep olmaktadırlar. Ülkemizin yeni yetişecek genç çiftçilere köyde iyi bir hayat kurmalarını sağlamak amacı ile en düşük vergi ve vergisiz ya da çok düşük vergili tarım ürünleri satmalı. Bu sayede gençlerin başlangıç maliyetleri düşük olacağından kalma fikirlerini tekrar düşünebilirler. Eğer o genç çiftçilerin köyde kalıp, üretim yapmalarını sağlarsak; hem işsizliğin artışını bir nebze engellemiş olup, tarım ürünlerindeki üretimi arttırmış oluruz. Burada yetişecek genç çiftçilerin ihracatını kolaylaştırıp, ülkeye döviz girişini arttırabiliriz.

En büyük problemlerden bir diğeri ise; doğal afetler. En basitin bir dolu yağması bile çiftçinin ürünlerini tahrip ediyor ve satılmayacak duruma getiriyor. Hükümetimizin, bu ürünleri garantileyip çiftçiye en azından maliyetini ödemesi lazım. Eğer hükümetimiz maliyetlerini karşılarsa; çiftçilerimiz borçlanmadan yeni ürün ekebilir ve ektiği üründen düşük kar marjı sağlamamış olur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.